Yeni bir yılın ilk günü, çoğu insanın aynada kendine yeni sözler verdiği, hayaller kurduğu ve hayatında değişimler yapmak üzere kolları sıvadığı bir zamandır. Ancak şunu sormak gerekir: Değişim gerçekten ne zaman başlar? Bu sorunun yanıtı, takvim yapraklarının değişiminde değil, zihinlerimizin ve kalplerimizin yenilenmesindedir. Felsefemizi, bakış açımızı ve hayata dair önceliklerimizi sorgulamadıkça, yaşadıklarımız bir döngüye dönüşür; yeni yıl, yalnızca eskimiş bir hikâyenin yeni bir sahnesi olur. Oysa ki, yeni bir yıla yeni bir felsefe ile başlamak, geçmişten kopmak değil, geçmişle bilinçli bir bağ kurarak geleceğe bakmak demektir.