-Sahiden nedir bu gerçek ?
Bu sorunun cevabını bilmiyorum ama çoğumuzun bu karın ağrısının peşinden gittiği bir yolculukta olduğunu biliyorum. Benimsediğimiz zihin yapısını, kimi zaman farklı fikirlerle besleyerek kimi zaman da inandığımızın peşinden sürükleyerek diri tutmanın bir duruş ifade ettiğine inanıyorum. Bir düşünceden başka düşünceye teslim olan zihin, bir yerden başka bir yere varırken de noktaları birleştirmede antrenmanlı oluyor.
Orta Afrika seyahatim; zihnime, gerçekliği yeniden var eden başkaca boyutların tohumlarını ekti diyebilirim.
Bir aslanın antilopu avlamasını, bir dizi kurgu ile ekranlara sunan National Geographic yapımlarının ötesinde, doğanın belirlediği dinamiklerle deneyimleme şansım oldu. Bu akış, her ne kadar alışık olmadığım bir düzene ait olsa da belli belirsiz bir keyif içerisine girmem zor olmadı. İç güdüsel bir şekilde egomdan daha büyük bir şey keşfetmiştim ve bu keyfin, kurduğum samimi ilişkinin bilincinden kaynaklandığını anlayabiliyordum.
Kendi gözlerimle şahit olmuştum ki av, avcı için vardı; avcı ise av sayesinde hayatta kalabiliyordu. Belki özne ve nesneler değiştiğinde roller de değişebilirdi. Ama benim deneyimlediğim bu senaryoda kimin kim olduğu açıkça belliydi. ‘İnsanca’ bir yaklaşımla müdahale etmek opsiyonlardan biri gibi dursa da bunun doğada yeri olmadığı açıkça ortadaydı. Çünkü eninde sonunda olacak olan, yine de olacaktı; ertelemek yersiz ve riskliydi.
Halbuki her şey 'olağandı'.
Dönüş yolunda, doğanın bir parçası olduğumu hatırlamanın huzurunu içimde hissediyordum. Gerçek'i anlamanın, olanı kabul etmekten geçtiğini tüm çıplaklığıyla gözlemlemiştim.
Dünyaya gözlerimizi açarken ihtiyacımız olan kuvvet ve öz seziyi beraberimizde getirdiğimize inanıyorum. Ellerimizde, avuçlarımızda buna sahip olduğumuzu hissediyorum. Doğanın çocukları olarak, yaşamın önümüze çıkardığı her türlü bilinmezliğin rollerimize hizmet ettiğine artık eminim. İnançlarım sayesinde, yürüdüğüm yolu kararlılıkla yürüyorum. Kendi içimde ihtiyacım olan her beyaza da siyaha da sahibim.
Biliyorum ki;
Daima büyüyeceğim, büyüyeceğiz; dünyaya sığmadığımızda ise ait olduğumuz başka dünyalarda dahası olmayı sürdüreceğiz.
Huzurla ve dinginlikle,
Sevgilerimle,