Havuç ve patates soyulur, minik minik küp doğranır. Bezelye, havuç, patates kaynatılır, sebzeler hafif yumuşayınca suyu süzdürülür. Karıştırma kabına alınır ve diğer malzemelerde eklenir iyice karıştırılır. Bu tarif, gusto sahibi olanlarımızın seçici damak tercihlerindendir… Yıl 1860… Lucien Olivier… Tabir-i caiz ise icat yapmış ve sahibi olduğu bu lezzet ile dünyaya ün salmıştır. Olivier salatası… Tarif; Bolşevik devriminden kaçan Beyaz Rusların, Istanbul’da açtığı restoranlarla- tanışıklığımızın coğrafyasından kaynaklı olarak, sonralarında Rus Salatası adını almış ve ardından gelen yıllar içerisinde, Soğuk Savaş döneminin ülkemize sirayet eden siyasi gelişmelerine istinaden de (zamanın ruhuyla) Amerikan Salatası oluvermiştir. (Bilgi 50 yılı aşkın bir sürenin bilgisi, hala bilmeyenlerimiz için, detaylara kolayca bir Google araştırması ile ulaşmak mümkün) Savaş’ın ne olduğu, kapsamı oldukça keskin bir ifadeye sahip. Uluslararası Ceza Hukuku’nda madde madde savaş suçu kapsamına giren eylemler ise belirtili. Bir nevi (sıcak) savaşın kurallarını hepimiz biliyoruz ancak iş, Soğuk Savaş’a gelince, gri alanlar oluşabildiğinden, tökezlemek daha olası gibi… Bu başlıklar, dünya gündemi ile her ne kadar paralel bir konu olsa da konuyu, kişiler arası siyaset ile sınırlayıp; yazıya dökecek kadar, uzmanı olmadığım dünya siyasetinden sıyrılmak istiyorum : İnsan ilişkileri; çokça değişken bacağı olan, içi beni, dışı seni yakar türden bir denklem. Olan, olduğu haliyle, ne kadar net ve pek gerçekçi dursa da (aynı Olivier Salatası gibi), kimileri, ‘bu mevcut olanı’ Rus Salatası, kimileri de Amerikan Salatası olarak ambalajlamak isteyebiliyor. Salata, aynı salata olsa da taraflar üreyebiliyor ve ‘sebepleri’ dolayısıyla saflarını alanlar olabiliyor. Nasıl davrandıkları için özür dilemeyenler, nasıl tepki gösterdiğin için özür dilemeni bekleyebiliyorlar. Carl Gustav Jung’un da söylediği gibi;
“Hayatta en acıklı şey, bir insanın problemin kendinden kaynaklandığını görememesidir.”
Bu ve benzeri karakterlerden, benzer eylemleri yapanlardan uzak durmak,sağlıklı ilişkilerle çevirili kişisel sosyal düzenlerimiz açısından oldukça mühimdir. Dünya soğuk savaş tarihinin, kişisel alanlarımıza iş düşümünü, birbiri ile ilgili, alakalı buluyorum :
Tavuk mu yumurtadan, yumurta mı tavuktan misali…
-Meseleler bu kadar zor mu,
Yoksa biz mi bu kadar zorlaştırıyoruz?- sorusu, yolda öğrenmeye devam ettiğimiz günlerin bize sunacağı sahici cevaplar ile yanıtlana yanıtlana soru olmaktan çıkacaktır. Ah, arada (!)
Dinlendirip, servis yapmak mühim.
‘Tariften’ bahsediyorum.
Afiyet olsun.
Sevgilerimle,