Shana Tova Dostlar ! Bir bayramı daha sevgiyle, güzellikle uğurladık. Değerli eşimin Yahudi inancına sahip olması sebebiyle, geçtiğimiz iki günü, 5784 yılının başlangıcı Roş Haşanah’ı hep beraber kutlayarak geride bıraktık. Birlikteliğimizin, kültürel bağlamda, iki kadim dinin kucaklayıcı anlayışında zenginleşiyor olması, geleneklerimizi birleştirip çoğaltmamıza imkan tanıyor. Deneyimleyen biri olarak söyleyebilirim ki bu, büyük bir şans. Anın içinde saklı olan ömürlerimize sığdırabileceklerimizin peşinden gitme taraftarıyım… Hayat, bütünün içinde kaybolacak kadar uzun ama maalesef ki bu farkındalığı yakalayacak son trenin kaçırmamak için de çok kısa… Dengenin iki ucunda; meselelerin mahiyetini es geçemeyecek kadar öz vicdanı ve öz saygıyı benimsemiş; meseleleri, mesele yapmayacak kadar da ‘kıvrak’ olabilmek gerektiğini düşünüyorum. Hala tazeliğini koruyan kaybımın bana getirdikleri ile elimdeyken, hiçbir şeyi kaybetme lüksüm olmadığına, sıkı sıkıya tutunuyorum. Bir yandan da; hayatın aldıklarıyla, verdikleri arasındaki matematiğe şaşkınlıkla şahit oluyorum; yeni yılın heyecanını ve merakını, eşimin ailesi ile güzelleştirirken, oldukça aşina olduğum bir duygu ile kalabalık içerisinde kendim ile başbaşınalığı tattım… O akşam, o sıcacık ev; sıcacık bir sevgi, sıcacık bir bağ yaratıyordu… Dostlar; bayramlarımızın taşıdığı isimler farklı olabilir, sırtladığı hikayeler farklı olabilir ama anlatmaya çalıştıklarını, fazlasıyla, benzer konumlandırıyorum… Evinden uzakta başka bir ev bulabiliyorsan, orası bayram yeridir... Ailenden uzakta başka bir aile ile bir olabiliyorsan, orası sevgiyi bilenlerin olduğu yerdir. Sevgiyi bilenlerin ve sevgiyi paylaşabilenlerin olduğu yer… İçten kahkalarda, samimi gülüşlerde buluşabilmeye, birleşip, bir olabilmeye ve böyle bayram gibi geçirmenin nasip olduğu akşamlarımıza, aile sofralarımıza...
Çok şükür !
Şükranla;
Olana ve olmayanın hayrına…
Sevgilerimle,