Ölümü; biz ruhların, insan olup da dünya maddiyatına erişebilme makamını terk edişimizden ibaret görüyorum… Görevini yerine getirmiş olma… Büründüğün bedenin hakkından cayma… Her birimizin, meşrebine göre farklı tanımlamaları olabilir. Mensup olduğu farklı inançları olabilir. Algı, gerçekliktir. Dolayısıyla, birden fazla gerçeğe yer vardır. "Bu benimki (!)" Bir bedeni yönetebilmeyi seçen ruhun, bir vazifesi olduğuna inananlardanım. Kiminin hikayesinde kötü, kimininkinde bencil, kimininkinde dost, yoldaş… Bir bedenin içinde tek bir hikaye yaşıyor, yüzlercesine ise can katıyoruz… Her ruh, bunu tercih edecek cesarette değil veya o mevkide değil… Düşünsenize; ortalama yetmiş, belki seksen yıllık bir yükün altına giriyorsunuz. Bunu sırtlamak bir marifet olsa gerek. En azından biz dünyalılar, bunu marifet olarak adlandırsak yeridir. Babaannemin evinden çıkan defterlerinden birinde; “Sahip olmaya değil, şahit olmaya geldik.” yazıyormuş, babam söyledi Hayatını kendini geliştirmeye adayan, yirmili yaşlarından doksanlarına değin her daim okullara, kurslara giderek kendini taze tutan, sporun bu denli revaçta olmadığı dönemlerde bile kendine bakmayı bilen bir neslin evladı olarak, tohumlarımın nereden geldiğine şahit olduğum bir evrede buldum kendimi, bu haftasonu… Hayat siz planlar yaparken gerçekleşenlerdir, gibi klişenin ardına saklanmak istemezdim ama uçağımdan iner inmez aldığım bu üzücü haber, beni bir çok şeyi sorgulatmaya itti. Güç gibi... Askerin asker olduğu dönemlerde, Bir Genelkurmay'ın aile üyeliği taşımak, damarlarımıza kadar güç ihtiyacını doğurmuş olsa gerek. Her birimiz, hep, kendimizi güçlü hissetmek istedik, istiyoruz. En azından ben kendi adıma konuşayım… Güçlü yaşamak ve güçlü ölmek… Babaannem güçlü yaşadı; bunun bedelleri oldu, olmuştur ama güçlü yaşamayı seçti ve güçlü ölmeyi de… Olan, olduğu haliyle bende kalsın ama bunun böyle olduğuna yemin bile edebilirim ve bana arda kalan; onun kısa saçlarıyla, kahkahasını, ve hiçbir şeye paye vermeden inadına; hayatı, yaşam felsefesini savunuşunu bayrak devralmak… Eğer ki hala hayatımda nefes alıyor olsaydı,
-Hayatta her şey olur İrem, her şey bizler için, derdi. Babaannemin ruhu değsin bu satırlara… Ruh, evini terk etmeden önce bir dönüp bakar, kendi araf'ını yaşarmış… Bu dünyada veya bilmediğimiz bir yerlerde... Arasında kaldığımız tüm araflara ithafen,
Sevgilerimle,