“Bir zamanlar bir derviş, uzun süre yolculuk ettikten sonra, yorgun argın bir köye varmış. Köylülere yatacak yer ve yemekleri olup olmadığını sormuş. Köylüler de “beyim biz fakiriz” deyip, Şakir’in çiftliğini göstermişler. Şakir bir sürü sığırları olan zengin bir adammış. Dervişi misafir etmiş. Derviş güzelce yemiş, içmiş, dinlenmiş. Giderken de Şakir’e “Zenginliğinin kıymetini bil” demiş. Şakir de, “Bu dünyada her şey geçici, hiç belli olmaz, bu da geçer” demiş. Aradan bir zaman geçmiş ve dervişin yolu yine bu köye düşmüş. Tabii yine hemen Şakir’i sormuş. Köylüler, “Sorma Şakir geçen seneki selde bütün sığırlarını kaybetti, fakirleşti, şimdi köyün tek zengini Haddad’ın yanında çalışıyor” demiş. Haddad’ın evi tepedeymiş, selden zarar görmeyen tek oymuş. Derviş hemen Şakir’i görmeye gitmiş. Şakir ailesiyle, Haddad’a hizmet ediyormuş artık. Dervişi yine de küçük evinde ağırlamış, ona bir tas çorba vermiş. Derviş giderken Şakir’e üzgün olduğunu söylemiş. Şakir de, “Üzülme, bu da geçer” demiş. Aradan yıllar geçmiş ve bizim dervişin yine yolu düşmüş köye. Tabii hemen Şakir’i sormuş. Demişler ki, “Haddad öldü her şeyi sadık hizmetkarı Şakir’e bıraktı. Şakir tepedeki büyük konakta yaşıyor artık.” Derviş gitmiş yanına. Konakta gecelemiş, karnını doyurmuş. Gitme vakti gelince de, seni böyle iyi gördüğüme çok sevindim demiş. Şakir’in cevabı yine aynıymış: Bu da geçer... Derken yedi yıl sonra, derviş köye yola düşünce, Şakir’i görmek istemiş. Demişler ki, Şakir öldü. Mezarı da şu tepede. Üzülmüş derviş, hemen mezarını ziyarete gitmiş. Şakir’in mezar taşında, “Bu da geçer” yazıyormuş. Ölümün nesi geçecek demiş derviş, devam etmiş yoluna. Yıllar yıllar sonra bir gün dervişin yolu o tepeye düşünce, Şakir’in mezarını ziyaret etmek istemiş. Fakat tepede ne mezar kalmış ne de taş. Bu sefer de sel tepede ne varsa götürmüş...” Bu hikaye ne yorum istiyor ne de ötesini… Sadece bir ufak diyeceklerim var : ‘Bu da geçer’ tutumunu benimseyen bir kimse ne yıkılır, ne de düşer. Ne de ‘ben oldum’ edalarında sarhoş olur. Biz insanların iyi gün, kötü gün dedikleri yapay etiketlemelerden ibaret sadece. Mutluluğu ve hüznü, bir kabul görüp; Geçiciliğinde anları bulmalı, içinden değerek geçmeliyiz. Biz anlara, anlar bize değdikçe, geriye
-Bu da geçti, diyeceğimiz huzurlu bir ömür bizlere kalıyor olacak…
Sevgilerimle,