Yol yoldur, her yere çıkar. Gidersin de, dönersin de. Bir çıkışı son yapacak, geri dönülmez bir sapak olduğuna inanmıyorum. Girdiğin gibi çıkarsın, çıktığın gibi de devam edersin.
Hem de fevkalade edersin…
‘Hen to Pan’ 14.yy’a ait bir simya el yazmasında kendi masalını yiyen bir yılan resminin içinde yer alan bir yazı. ( bu hafta bana teslim edilen makalelerin birinde, bu bilgiyi edinme şansım oldu.)
Evrenin oluşumuna dokunan bu yazı, sonun başlangıçla, başlangıcın ise son ile buluşmasını ele alır. Durmaksızın canlılığını koruyan bir devranın altını çizer. Bu ve benzeri ufuk açıcı anekdotlara erişiyor olmak, dilimize yerleşen ve bizleri alışkın olduğumuzun içinde tutsak eden davranışlarımız karşısında bir panzehir görevi görür. Hen to Pan, yolculuğun döngüsünü gözlerimizde canlandırmak ve bunu felsefeleştirmek adına oldukça yardımcı bir öğe… Başı ve sonu olan bir hikayenin yaratıcısı olmaktansa, Yarattığımıza müdahaleyi -her an için- mümkün kılan bu spiral, metafizik bir umut doğurur. Geriye; be köprüden öncesi, ne köprüden sonrası ne de ‘bizden geçti artık’ları bırakır… Demek istediğim; çıkmazları, yalnızca biz öznelerin var ettiği gerçeğini görünür kılar… Velhasıl; mevzu, çıkmazı bizim nerede konumlandırdığımız haline gelir… Karar vermek; hayatın, sana getirdiğini sırtlamaktan ziyade, varacağın noktayı belirleyebilmekle alakalı… Duymak gerek, görmek gerek, anlamak gerek… Reddettiğimiz; her görü, her duyu, ertelediğimiz bir ben’e çıkar. Sakındığımız ise bizi bir adım geriye atar. Bizi kaçak yapar… Kendimizi, bu sıfatta mesken etmekten kaçınmamak, yürüdüğümüz yolları birer birer anlamsızlaştırır… İnsan olabilmek, birikim isteyen bir uğraş…Tükenmez bir gayret… Şaşar beşer'lik ile altından kalkılacak gibi değil… Hedef ister… Niyet ister ve bir de karakter ister… Bir yandan dimdik ama bir yandan da esnek… Ömürlerimiz, edilgen olmayacak kadar mühim… Vaktinde bunu yakalamayı, kalan günlerimize borçluyuz… Bizim dışımızda, bizden habersiz verilen hükümlerin uzağında, çıkmazları -sade ve sadece kalkan görevi görmek üzere- bizim belirleyebildiğimizi, mesafe koyabilmenin konforunu gerçek kılabildiğimizi,
Ve kendi yaratıcı gücümüze odaklanabildiğimizde, kararlı bir şekilde bireysel gerçekliğimizi yaratabileceğimizi hatırlamak ve de hatırlatmak üzere…
Sevgilerimle,