"Geldikleri gibi, giderler !"

post-title

"Mustafa Kemal Paşa; Adana’dan 13 Kasım 1918 günü öğle saatlerinde trenle İstanbul’a gelir ve Haydarpaşa Garı’ndan bindiği ‘Kartal’ istimbotuyla Galata’ya doğru giderken, 55 parçalık işgal donanmasının arasından geçer. O sırada yaver Cevat Abbas; hem boğaza giriş yapan düşman zırhlılarını hem de Marmara yönünü işaret ederek, ağır ağır arkadan gelen gemileri gösterir; hüzünlü, biraz da ürkek bir sesle, "Geliyorlar" der. Mustafa Kemal Paşa, yaverinin gösterdiği yana bakar; İngiliz donanmasına bağlı, aralarında Yunan zırhlısı Averof’un da bulunduğu gemiler, ağır ağır, Marmara’dan boğaza doğru ilerlemeye devam ediyordur... Mustafa Kemal Paşa; bu gemilerin buraya gelmemesi için Çanakkale’de verilen savaşları, akıtılan kanları, yitirilen canları hatırlar; sonra da azimli bir şekilde: "Evet gelirler, gelirler ama , bir gün de geldikleri gibi giderler” der..." Bu yazı, gazete kupürlerimin arasından çıktı... Döneme ilişkin, bir yıla ait anma niyetiyle kaleme alınmış bir köşeden alıntılıyorum bu dizeleri... Zannediyorum; Farklı bakış açılarını öne çıkaran, birbirinden farklı gazeteleri ve köşe yazarlarını okuma alışkanlığımdan geliyor : Satırları itina ile irdelediğim gibi, satır aralarını da zihinsel bir muhakeme ile yokluyorum.

  • Geldikleri gibi giderler !

Bu ifadenin ardında saklı kalanlara baktığımda; güçlü bir inanç, kendini bilme, emin bir öz güven ve öncesinde denenmiş bir zeka gözüme çarpıyor. Bunlar, benim algımda yerini bulanlar. Herkes kesesine göre... Kendini, tarihi ile özdeşleştiren kimse, dününde yatan gururu ile bugününü yaşatır, bugününü çizer. Duracağı yeri buna göre belirler. Özelimde de hep bunu savundum; geldikleri gibi gidecekler'ci bakış açısını barındıran bir falcılıkla değersizleştirmedim hiçbir öngörümü. Bu dizelerde, benimle olan herkesi, gidecekler ile, giderler arasındaki farkı görmeye davet ediyorum. Geldikleri gibi gidecekler olsaydı bu komuta söylemi eminim ki millet olarak tarihe yazdığımız sayfalar daha farklı dolacak, bugünden farklı bir edebe sahip bir topluluk olacaktık. Bugün'den bugün'ü yorumlamak herkesin harcı değil... Geniş bakabilmek, sabırla sakinliği koruyor olabilmek, hakkını verebiliyor olabilmek... Yargılardan, bilgiç tavırlardan uzak, bireysel sınavını verebiliyor olmak da herkesin harcı değil... Gündeminizde şu an her ne var ise, tarihimizde mevcut olan olgunluk ile yaklaşım oluşturmanız dileğimle...

Hatırlanmalı ki;

Değer verdiğimiz büyüklerimizi, liderlerimizi; ancak, onların öğretilerini her gün deneyimleyerek anabiliriz, günü geldiğinde yad ederek değil...

Sevgilerimle,
 

E-Bülten

Aboneliği