Sekiz Yaşındaki Sen, Seksen Yaşındaki Sen

post-title

Bazen insan bildiklerini işitmek, inandıklarını okumak ister. Bu; bir nevi, kendi kendini ispat vazifesi görür, ufak çaplı bir tatmin yaratır. Beni bu paylaşıma iten, buna benzer bir hissiyatla okuduğum bir Richard Feynman makalesiydi. Feynman bir teorik fizikçi, Nobel ödüllü. Bahsettiğim makalenin içeriği ise -Nasıl Çok Yönlü Bir Hayat Yaşarız’ı- konu alıyor : Feynman, öldüğünde 69 yaşındaydı. Demek ki öncesinde; onu, özgün bir hayat yaratma arzusuna vardıracak bir keşif süreci yaşamıştı. “Yeterince derine inerseniz, neredeyse her şey ilginç görünecektir.” söylemiyle, kendisini hiçbir zaman bir kalıp içerisinde tutsak etmediğini ve dolu dolu bir yaşamı tercih ettiğini görmek mümkündü. Peki, yaşamı zengin kılmanın yolu, nerelerden geçiyordu ve bunu kim için yapacaktık ? Evvela, önceliklerimizi sağlıklı bir şekilde belirlememiz gerektiğine inanıyorum. İlişki etkileşimlerimizin, sık ve yoğun seyrettiği bir toplumun üyeleri olarak -ben merkezci- bir yaşam bizlere uzak gibi dursa da ‘Önce can, sonra canan’ diyebiliyor olmak lazım. Çünkü; kendimize sadık kalabilmenin yolu, çoğu zaman, buradan geçiyor. -Ben- diyebildikten sonra, görüyorsun ki, fedakarlığa bakış açın değişiyor. Asıl fedakarlığın; biri için yaptıklarından çok, kendin için yapmadıkların olduğunu fark ediyorsun. Bu manada; önceliğini kendinden yana kullanıyor olmak, kazanç yaratabileceğin en mühim belirleyicilerden biri haline geliyor. Ben çok şanslıyım ki, bu eğitimi bana sağlayan bir aile düzeni içerisinde büyüdüm. Birey olma yolunda, saygı kavramını önce kendi adıma var etmiş olmak; bugün bu cümleleri kolay kurabiliyor olmayı beraberinde getiriyor. Ben’i ertelememenin, kendine saygı ile doğrudan bir bağı olduğunu düşünüyorum. Her şeyin bizle başladığını bilmeyen kaldı mı aramızda ? Zannediyorum bu noktaya varmak zaman alıyor. Yürüdüğünüz yola inandığınız sürece, önünüze bakıp istikrarı kovalıyor olmak, yolculuğun seyri açısından oldukça önemli. Bizler, mevcut düzen dışına çıkmanın bedelini hesap etmeye meyil gösteriyor gibiyiz, mevcut düzeni sürdürüyor olmanın karşılığını ise çoğu zaman hesaba katmıyoruz. 

Geçenlerde, kısa bir video çıktı karşıma, şöyle diyordu; Hiç kimseye bir şey ispatlamak zorunda değilsin. Sadece iki kişinin beslediği duygular senin referansın olmalı : sekiz yaşındaki halin sana hayran oluyor olmalı ve de seksen yaşındaki sen, geriye dönüp baktığında seninle gurur duyuyor olmalı.

Sevgilerimle,

E-Bülten

Aboneliği