Çok Banal
Geçtiğimiz günlerde dinlediğim Okan Bayülgen’in bir söyleşisi, zihnimde uzun süredir dönüp duran o büyük soruyu yeniden alevlendirdi: Banalliğin meşrulaşması, yani herkesin aynı renklere bürünme arzusu, bizi entelektüel bir sığlığa mı mahkûm ediyor? Herkesin aynı giysileri tercih ettiği, aynı dijital trendlerin peşinden koştuğu, aynı yüzeysel konuları konuştuğu bu çağda, "farklı olmak" sadece bir seçenek değil, adeta bir varoluşsal direniş haline gelmiyor mu?

